Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Mersin Sevdalısı Kent Aydını

“ Aslında, insanlar her zaman iyi olanı ya da iyi buldukları şeyi severler; yanıldıkları yer neyin iyi ve doğru olduğunun değerlendirilmesindedir.” Ahmet Akın   Ben onu hep ‘Hayalimdeki Mersin’ in yazarı olarak bileceğim. Söyleşiye başlamadan önce hemen belleğimde yer eden o yazıyı sordum. Keyifli bir durumdur, binleri aşan yazınız vardır ama içinden bir tanesi öyle sevilir ki okurunun zihnine iyice yerleşir. Buradan yazarımıza  naçizane önerim ‘ Hayalimdeki Mersin’’i ara ara paylaşsın, Mersin açısından motive edici, ufuk açıcı olacaktır. Aslında tüm edebiyatçılar, sanatçılar için geçerlidir. Onlarca, yüzlerce eser verirsiniz fakat içlerinden birkaçı gönüllere oturur, unutulmaz kalır…Benim de öyle vazgeçemediğim birkaç yazım vardır.   Efendim başlıktan ve giriş sözünden anlaşılacağı üzere, bugünkü konuğum Mersin’in yakından tanıdığı, kente fikir egzersizi yaptırtan, medyanın, iş ve edebiyat dünyasının, siyasetin bildik siması Ahmet Akın. Nereden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum. Ben zoru seçmişim, kurtuluşum yok! Hacimli biyografi sahiplerini bir köşe yazısına sığdırmak nasıl mümkündür acaba?  Ahmet Akın, 1950 yılı Mersin doğumlu. 1971 yılında Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi işletme bölümünden mezun oldu. 1976’da serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak çalışmaya başladı. Günümüzde yeminli mali müşavir olan Akın, “ Yeminli mali müşavir olarak mesleğimin tepesindeyim. Ancak özünde muhasebeciyim, oradan geldim onu hiç unutmam.” İşte bu söz, mesleğini severek yapan bir insandan beklenen açıklamadır. Kimi ünlü gazeteciler de muhabirlikten gelme olduklarının altını belirgin biçimde çizerler. Bu aynı zamanda mesleğe bağlılık ve sevgi ifadesidir.   Akın, meslek odası başkanlığı da yaptı. Onlarca kurum, kuruluş, dernek, vakıf kuruculuğu yöneticiliği ve üyelikleri bulunan Akın, hakkıyla ve layıkıyla bir sivil toplumcu. O, sivil toplumun halka önderlik etme ve toplumu dönüştürme gücüne yürekten inanır.   CHP üyesi Ahmet Akın, gençlik kollarından itibaren partisinin 48 yıllık neferi. Kendini ‘partinin altı okunun, milliyetçilik okundan yanayım’ diye tarif ediyor. Siyasi mücadelesinde bir kez Mersin büyükşehir başkan aday adayı, bir kez de Mersin milletvekili aday adayı oldu. Fakat iki sefer de merkez yoklamasına takıldı. Şu an hiçbir görev talebi bulunmayan Akın, “ Siyasetin içindeyim hiçbir yere aday değilim ama partim için çalışacağım” demektedir.   Ahmet Akın 1978 senesinde, günlük çıkan Kurtuluş Gazetesi’nin ortağı oldu. O gün bu gün sürekli makaleler, mesleki bilgiler içeren yazılar yazıyor…Gazete yazılarından oluşan ‘ Konular ve Görüşler’ 2011 ve ‘ Sözün Bittiği Yerdeyiz’ 2012 adlı iki kitabına ilaveten altı tane de mesleki alanda yayımlanmış kitabı bulunmaktadır. Canım ülkemde yazan- çizen hemen herkesin yolu adliyeye mutlaka düşer. 12 Eylül’den bu yana, hakkında yedi kez dava açıldı. Ceza aldı, hapis bile yattı. Ayrıca ertelenen cezalar, devam eden davaları var…O, lise ve akademide ticaret, vergi, şirketler hukuku okudu. Ama içeri gire-çıka ceza hukuku da öğrendi. Kaderin cilvesine bakınız ki sakıncalı muhasebeci(!) aynı zamanda Adalet Bakanlığı nezdinde, mali müşavirlik, işletme, vergi, finans konularında bilirkişilik yapmaktadır.    Binlerce üyesi bulunan iki sosyal medya grubu da yöneten Akın, bir Türkiye sevdalısı olarak şöyle söylemektedir: “ İyi insanlar iyi yöneticiler seçer. Toplum siyasetin değil, siyasetçi toplumun aynasıdır. Demek ki iyi bir toplum olamamışız ve hatta güçlü devlet ya da millet de olamamışız. Çünkü güçlü devletlerin otomatik olarak kendilerini koruma kabiliyeti var. Kendini koruma kabiliyeti bulunmayan toplumların başına her türlü dert gelir. Türkiye geçmişten günümüze ekonomik kaynaklarını doğru kullanmıyor. Halk fakirlikten kurtulamadı. Gelen kaynaklar, emlak rantına, demire, çimentoya gitti. Bütün problem üretim ekonomisinin hayata geçememesi, yeni teknolojilerin getirilememesi ve verimliliğin sağlanamamasıdır.”   ‘Ölene kadar işimin, zihinsel üretimimin başındayım’ diyen Akın, MTSO bünyesinde yeni kurulan Mersin Tarihi Merkezi’nden çok mutlu oldu.. Orada, Mersin’in ekonomik, sosyal ve siyasi tarihi ile yoğun biçimde ilgilenmeyi düşünüyor. Kendisine bol enerjili, sağlıklı ve üretimli günler diliyorum.   
Ekleme Tarihi: 12 Şubat 2020 - Çarşamba

Mersin Sevdalısı Kent Aydını

“ Aslında, insanlar her zaman iyi olanı ya da iyi buldukları şeyi severler; yanıldıkları yer neyin iyi ve doğru olduğunun değerlendirilmesindedir.” Ahmet Akın

  Ben onu hep ‘Hayalimdeki Mersin’ in yazarı olarak bileceğim. Söyleşiye başlamadan önce hemen belleğimde yer eden o yazıyı sordum. Keyifli bir durumdur, binleri aşan yazınız vardır ama içinden bir tanesi öyle sevilir ki okurunun zihnine iyice yerleşir. Buradan yazarımıza  naçizane önerim ‘ Hayalimdeki Mersin’’i ara ara paylaşsın, Mersin açısından motive edici, ufuk açıcı olacaktır. Aslında tüm edebiyatçılar, sanatçılar için geçerlidir. Onlarca, yüzlerce eser verirsiniz fakat içlerinden birkaçı gönüllere oturur, unutulmaz kalır…Benim de öyle vazgeçemediğim birkaç yazım vardır.

  Efendim başlıktan ve giriş sözünden anlaşılacağı üzere, bugünkü konuğum Mersin’in yakından tanıdığı, kente fikir egzersizi yaptırtan, medyanın, iş ve edebiyat dünyasının, siyasetin bildik siması Ahmet Akın. Nereden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum. Ben zoru seçmişim, kurtuluşum yok! Hacimli biyografi sahiplerini bir köşe yazısına sığdırmak nasıl mümkündür acaba?

 Ahmet Akın, 1950 yılı Mersin doğumlu. 1971 yılında Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi işletme bölümünden mezun oldu. 1976’da serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak çalışmaya başladı. Günümüzde yeminli mali müşavir olan Akın, “ Yeminli mali müşavir olarak mesleğimin tepesindeyim. Ancak özünde muhasebeciyim, oradan geldim onu hiç unutmam.” İşte bu söz, mesleğini severek yapan bir insandan beklenen açıklamadır. Kimi ünlü gazeteciler de muhabirlikten gelme olduklarının altını belirgin biçimde çizerler. Bu aynı zamanda mesleğe bağlılık ve sevgi ifadesidir.

  Akın, meslek odası başkanlığı da yaptı. Onlarca kurum, kuruluş, dernek, vakıf kuruculuğu yöneticiliği ve üyelikleri bulunan Akın, hakkıyla ve layıkıyla bir sivil toplumcu. O, sivil toplumun halka önderlik etme ve toplumu dönüştürme gücüne yürekten inanır.

  CHP üyesi Ahmet Akın, gençlik kollarından itibaren partisinin 48 yıllık neferi. Kendini ‘partinin altı okunun, milliyetçilik okundan yanayım’ diye tarif ediyor. Siyasi mücadelesinde bir kez Mersin büyükşehir başkan aday adayı, bir kez de Mersin milletvekili aday adayı oldu. Fakat iki sefer de merkez yoklamasına takıldı. Şu an hiçbir görev talebi bulunmayan Akın, “ Siyasetin içindeyim hiçbir yere aday değilim ama partim için çalışacağım” demektedir.

  Ahmet Akın 1978 senesinde, günlük çıkan Kurtuluş Gazetesi’nin ortağı oldu. O gün bu gün sürekli makaleler, mesleki bilgiler içeren yazılar yazıyor…Gazete yazılarından oluşan ‘ Konular ve Görüşler’ 2011 ve ‘ Sözün Bittiği Yerdeyiz’ 2012 adlı iki kitabına ilaveten altı tane de mesleki alanda yayımlanmış kitabı bulunmaktadır. Canım ülkemde yazan- çizen hemen herkesin yolu adliyeye mutlaka düşer. 12 Eylül’den bu yana, hakkında yedi kez dava açıldı. Ceza aldı, hapis bile yattı. Ayrıca ertelenen cezalar, devam eden davaları var…O, lise ve akademide ticaret, vergi, şirketler hukuku okudu. Ama içeri gire-çıka ceza hukuku da öğrendi. Kaderin cilvesine bakınız ki sakıncalı muhasebeci(!) aynı zamanda Adalet Bakanlığı nezdinde, mali müşavirlik, işletme, vergi, finans konularında bilirkişilik yapmaktadır. 

  Binlerce üyesi bulunan iki sosyal medya grubu da yöneten Akın, bir Türkiye sevdalısı olarak şöyle söylemektedir: “ İyi insanlar iyi yöneticiler seçer. Toplum siyasetin değil, siyasetçi toplumun aynasıdır. Demek ki iyi bir toplum olamamışız ve hatta güçlü devlet ya da millet de olamamışız. Çünkü güçlü devletlerin otomatik olarak kendilerini koruma kabiliyeti var. Kendini koruma kabiliyeti bulunmayan toplumların başına her türlü dert gelir. Türkiye geçmişten günümüze ekonomik kaynaklarını doğru kullanmıyor. Halk fakirlikten kurtulamadı. Gelen kaynaklar, emlak rantına, demire, çimentoya gitti. Bütün problem üretim ekonomisinin hayata geçememesi, yeni teknolojilerin getirilememesi ve verimliliğin sağlanamamasıdır.”

  ‘Ölene kadar işimin, zihinsel üretimimin başındayım’ diyen Akın, MTSO bünyesinde yeni kurulan Mersin Tarihi Merkezi’nden çok mutlu oldu.. Orada, Mersin’in ekonomik, sosyal ve siyasi tarihi ile yoğun biçimde ilgilenmeyi düşünüyor. Kendisine bol enerjili, sağlıklı ve üretimli günler diliyorum.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.