Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Nıetzsche

Zerdüşt neler neler buyurmadı ki…     Anlaşılmaz ve gizemli olmak çabası prim yapar. Örneğin, bir makale yazarken bolca yabancı sözcük kullanmak, konunun otoritelerine ve eserlerine atıfta bulunmak, ağdalı uzun cümlelerle, anlaşılması kolay olan düşünceleri, sözcük labirentinde boğmak gibi bir sürü şey… Bir de nerdeyse yarı Tanrı haline sokulan bilim insanları, siyasetçiler, filozoflar vardır. Onlar farklıdır adeta dokunulmazdır. İsimleri çoğu zaman eserlerinin önüne geçmiştir. Onları mezarlarından kaldırsanız, inanın “ben ne imişim be abi” demezlerse bir şey bilmiyorum.   Sanırım yazı konumuz Nietzsche de büyük ihtimalle öyle hisseder. Yüzyılımız boyunca onun hakkında pek çok şey söylenmiştir. Kitaplar yazıldı. Bir sürü düşünce ona atfedildi. Birçok akımın kaynağı onun düşüncelerinde bulunmak istendi. Şu bizim meşhur sözümüz bunu ne güzel anlatır: “ Şeyh uçmaz, mürit uçurur.” Oysa garibim dertleri ile boğuşa boğuşa genç yaşta hayata veda etmiş. Öyle ki ömrünün (1844-1900) 56 yaşının son 11 yılını, zihin kabiliyetinin tümünü yitirerek yaşamış. Buna ne kadar yaşamak denirse artık.   Ünlü kişiliklerin biyografileri ilgimi çok çeker. Sıra dışı hayatlar, aykırı, akıllı, cesur insanlar, tarihe iz bırakanlar… Bende hep bir merak uyandırmıştır. Günümüz imkanları ile dileyen herkes o insanların yaşam öykülerine kolaylıkla ulaşır. Ben ise doğrudan yaşam öyküleri anlatmak yerine, onların bana göre ilginç bulduğum taraflarını o günün ve o kişinin koşullarını göz önünde tutarak anlatmaktır.     Bilim yapmak gerçekten zorlu bir süreçtir. Bilim yapan kişiyi anlamak, onu kendisinin anladığı biçimde yorumlamaya çalışmak, kısaca ‘doğru’ anlamak da başlı başına bir meseledir. Konunun uzmanları bilimi, eser sahibini bütünüyle tanımak için onun ana dilini bilmenin önemine işaret ediyorlar. Anlayacağınız çevirisinden bilim, biraz noksan addedilir.   Nietzsche’yi anlamak da öyledir. Onu anlamak için birkaç aforizmasından yola çıkmak yanıltıcı olur. Onu anlamak ona bütüncül bakmaktan geçer. O çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist (hiççi) düşünürdür. Nihilizm; anlamsızlık, boşluk, hiçlik duygularının telkin edildiği bir düşünce biçimidir. Friedrich Wilhelm Nietzsche bu düşüncenin güçlü ve önde gelen temsilcilerindendir. Bizim Neyzen Tevfik’in de Türk nihilistlerden olduğu söylenir.   Nietzsche, Alman Protestan bir ailede dünyaya gelir. Babası rahiptir. Ancak o dine eleştirel yaklaşır. Üzerinden atamadığı çekingenlik duygusu onu hayatı boyunca takip eder. Kadınlar ile seviyeli, onu aradığı mutluluğa ulaştıracak, evliliğe götürecek ilişki hiçbir zaman kuramaz. Ünlü bestekar Richard Wagner’in eşine duyduğu karşılıksız büyük aşk, filozofu tarifsiz bunalımlara sürükler.   Başarılı bir öğrencilik hayatı oldu. Antik Yunan konusundaki üstün başarısından dolayı, çok genç yaşlarda profesör titrine ulaştı. Birçok takıntıları ve problemleri vardı. Mesleki kariyeri de aşk hayatı da istediği gibi gitmedi. Ailesiyle de geçinemiyordu. İsviçre Alplerinde adeta inzivaya çekildi. Başyapıtları üzerinde çalıştı. Fakat kitapları bir türlü beklediği satışları yakalayamadı. 44 yaşında zihinsel çöküş yaşadı.   Nietzsche’yi önemli ve unutulmaz kılan, onun zamanının ötesine geçen sıra dışı görüşleriydi. Ona göre sırf doğruluk diye bir şey yoktur. Evrende yalnızca durmadan akıp giden değişim vardır. Tarihin gücüne karşı duran, başkaldıran kimse Nietzsche için erdemli insandır.   Nietzsche bizde daha çok aforizmaları, meşhur bıyığı ve ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ adlı eseriyle tanınır. Bugün bile hala çok satanlar arasındadır bu kitabı. Kitapta, kısa ve çarpıcı cümlelerden oluşan aforizma üslubunu geliştirmiştir. “Beni öldürmeyen şey güçlendirir” diyen Nietzsche, Batı medeniyetinin temel felsefi meselesini köktenci bir kuşkuyla ele almıştır. Düşüncesi şu dört ana unsura dayanır: Kıskançlık- Hristiyanlık- Alkol- Tanrı.   ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ eseri (1885) içerik bakımından yayınlandığı günden bu güne kimilerince hala ‘aptallık derecesinde saçma ve bir deli zırvası’ olarak anlaşılmaz bulunarak, tartışılmaktadır…   
Ekleme Tarihi: 13 Haziran 2020 - Cumartesi

Nıetzsche

Zerdüşt neler neler buyurmadı ki…

 

  Anlaşılmaz ve gizemli olmak çabası prim yapar. Örneğin, bir makale yazarken bolca yabancı sözcük kullanmak, konunun otoritelerine ve eserlerine atıfta bulunmak, ağdalı uzun cümlelerle, anlaşılması kolay olan düşünceleri, sözcük labirentinde boğmak gibi bir sürü şey… Bir de nerdeyse yarı Tanrı haline sokulan bilim insanları, siyasetçiler, filozoflar vardır. Onlar farklıdır adeta dokunulmazdır. İsimleri çoğu zaman eserlerinin önüne geçmiştir. Onları mezarlarından kaldırsanız, inanın “ben ne imişim be abi” demezlerse bir şey bilmiyorum.

  Sanırım yazı konumuz Nietzsche de büyük ihtimalle öyle hisseder. Yüzyılımız boyunca onun hakkında pek çok şey söylenmiştir. Kitaplar yazıldı. Bir sürü düşünce ona atfedildi. Birçok akımın kaynağı onun düşüncelerinde bulunmak istendi. Şu bizim meşhur sözümüz bunu ne güzel anlatır: “ Şeyh uçmaz, mürit uçurur.” Oysa garibim dertleri ile boğuşa boğuşa genç yaşta hayata veda etmiş. Öyle ki ömrünün (1844-1900) 56 yaşının son 11 yılını, zihin kabiliyetinin tümünü yitirerek yaşamış. Buna ne kadar yaşamak denirse artık.

  Ünlü kişiliklerin biyografileri ilgimi çok çeker. Sıra dışı hayatlar, aykırı, akıllı, cesur insanlar, tarihe iz bırakanlar… Bende hep bir merak uyandırmıştır. Günümüz imkanları ile dileyen herkes o insanların yaşam öykülerine kolaylıkla ulaşır. Ben ise doğrudan yaşam öyküleri anlatmak yerine, onların bana göre ilginç bulduğum taraflarını o günün ve o kişinin koşullarını göz önünde tutarak anlatmaktır.  

  Bilim yapmak gerçekten zorlu bir süreçtir. Bilim yapan kişiyi anlamak, onu kendisinin anladığı biçimde yorumlamaya çalışmak, kısaca ‘doğru’ anlamak da başlı başına bir meseledir. Konunun uzmanları bilimi, eser sahibini bütünüyle tanımak için onun ana dilini bilmenin önemine işaret ediyorlar. Anlayacağınız çevirisinden bilim, biraz noksan addedilir.

  Nietzsche’yi anlamak da öyledir. Onu anlamak için birkaç aforizmasından yola çıkmak yanıltıcı olur. Onu anlamak ona bütüncül bakmaktan geçer. O çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist (hiççi) düşünürdür. Nihilizm; anlamsızlık, boşluk, hiçlik duygularının telkin edildiği bir düşünce biçimidir. Friedrich Wilhelm Nietzsche bu düşüncenin güçlü ve önde gelen temsilcilerindendir. Bizim Neyzen Tevfik’in de Türk nihilistlerden olduğu söylenir.

  Nietzsche, Alman Protestan bir ailede dünyaya gelir. Babası rahiptir. Ancak o dine eleştirel yaklaşır. Üzerinden atamadığı çekingenlik duygusu onu hayatı boyunca takip eder. Kadınlar ile seviyeli, onu aradığı mutluluğa ulaştıracak, evliliğe götürecek ilişki hiçbir zaman kuramaz. Ünlü bestekar Richard Wagner’in eşine duyduğu karşılıksız büyük aşk, filozofu tarifsiz bunalımlara sürükler.

  Başarılı bir öğrencilik hayatı oldu. Antik Yunan konusundaki üstün başarısından dolayı, çok genç yaşlarda profesör titrine ulaştı. Birçok takıntıları ve problemleri vardı. Mesleki kariyeri de aşk hayatı da istediği gibi gitmedi. Ailesiyle de geçinemiyordu. İsviçre Alplerinde adeta inzivaya çekildi. Başyapıtları üzerinde çalıştı. Fakat kitapları bir türlü beklediği satışları yakalayamadı. 44 yaşında zihinsel çöküş yaşadı.

  Nietzsche’yi önemli ve unutulmaz kılan, onun zamanının ötesine geçen sıra dışı görüşleriydi. Ona göre sırf doğruluk diye bir şey yoktur. Evrende yalnızca durmadan akıp giden değişim vardır. Tarihin gücüne karşı duran, başkaldıran kimse Nietzsche için erdemli insandır.

  Nietzsche bizde daha çok aforizmaları, meşhur bıyığı ve ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ adlı eseriyle tanınır. Bugün bile hala çok satanlar arasındadır bu kitabı. Kitapta, kısa ve çarpıcı cümlelerden oluşan aforizma üslubunu geliştirmiştir. “Beni öldürmeyen şey güçlendirir” diyen Nietzsche, Batı medeniyetinin temel felsefi meselesini köktenci bir kuşkuyla ele almıştır. Düşüncesi şu dört ana unsura dayanır: Kıskançlık- Hristiyanlık- Alkol- Tanrı.

  ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ eseri (1885) içerik bakımından yayınlandığı günden bu güne kimilerince hala ‘aptallık derecesinde saçma ve bir deli zırvası’ olarak anlaşılmaz bulunarak, tartışılmaktadır…   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Birol
(08.05.2022 01:44 - #159)
Nietzsche ilk okunduğunda insana bir hiçlik duygusu verir. Okudukça da bu duygu kuvvetlenir.... Teşekkürler...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.