Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

SAMAN

“Anlaşılmak bir nimettir, anlayacak insana denk gelmek ise kısmettir”     İnsanın özellikleri çoktur. Belirgin özelliklerinden bir tanesi de bencil bir varlık olmasıdır. Genellikle işleri başkalarının yapmasını bekler insan. Kendisi rahat etmek ister keyfini bozmadan akıl verir, yol gösterir. Örneğin şu üretim meselesi. Sorsan herkes üretimden yana, çalışmaktan yana ama ne var ki çoğu laftadır.  Son dönemlerde gıda fiyat artışlarına paralel bir üretim önerme furyası başladı. Oturduğumuz yerden başkalarını üretime teşvik ediyoruz ama kendimize gelince adım atmıyoruz.   Kim alıştığı konfordan vazgeçer de kırsal alanda tarım, hayvancılık yapar? Kim çocuklarının çiftçi olmasını ister? Fakat söz ithalattan açılınca kimse mangalda kül bırakmaz. İthalatı bilmeden anlamadan öcü gibi görür. Sakın buradan ithalat savunucusu izlenimi çıkmasın ama devletler ithalat yapar. Hatta ithalat yapabilmek bir anlamda zenginlik göstergesidir. Misal, zengin devletler dünyan her yerinden ithalat yapar. Rafları ithal ürünlerle doludur. Tüm dünyadan yiyecek içecekler vardır raflarında. İthalatı yapılan ürün illaki o ülkede bulunmaz anlamı taşımaz. Çeşit olsun diye ya da içerideki fiyatları baskılamak için de ithalat yapılır.   Önemli olan ithalat yapıp yapmamak değildir, cari dengeyi korumaktır önemli olan. Ülkeler artık o denli iç içe geçmiştir ki serbest piyasa koşullarında mallar alınır satılır. Bazen ürün sıkıntısı olan ürünlerin ihracatı yasaklanabilir. Veya döviz kırılganlığı nedeniyle bazı lüks ürünlerin önce gümrük vergileri yükseltilir veya tamamen ithalatı da yasaklanabilir ama tüm bunlar dönemsel, geçici etkilerdir. İşler yoluna girdiğinde ticaret kanalı tekrar açılır.   Türkiye cari açığı olan bir ülkedir. Bu ne demek? Dışarıya sattığı mallar, dışarıdan aldığı mallardan azdır. Dış ticaret açığıdır. Dolayısıyla dışarıdan daha az döviz girer. Bu döviz azlığı turizm gibi başka sektörlerden kapatılmaya çalışılır. Ancak yıl sonunda artı eksi hesabıyla, ülkeye döviz girdisi, çıkandan az ise aradaki farka cari açık denir.   Peki ülkedeki cari açığın ana nedeni nedir? Bu, ağırlıkla enerji ve emtia ithalatından kaynaklanır. Son dönemde, pandemi ve Ukrayna savaşı nedeniyle enerji ve emtia fiyatları olağanüstü artışlar göstermiştir bu, ithalatçı ülkelere aşırı yük demektir. Enerji bağımlılığından kurtulmadıkça ülkedeki cari açığı kapatmak pek mümkün değildir.   Sosyal medya çoğu zaman bir manipülasyon ve dezenformasyon aracıdır. Orada ‘özgürlük adına’ dileyen dilediğini yapar. Misal, geçenlerde Ukrayna tahılı ile ilgili şöyle bir kirli bilgi dolaşıyordu: “ Ukrayna’ya helal olsun. Adamlar hem savaşıyor hem de üretim yapıp, bize tahıl satıyor. Biz ise üretim yapmadan ithal ediyoruz sadece” anlamına gelecek paylaşım birçok ‘rahat’ insan tarafından kabul gördü.   Oysa orada silolarda bekleyen tahıl, ağırlıkla geçen yılın tahılıdır. Biliyorsunuz Türkiye büyük çabalarla söz konusu tahılın dünya piyasasına ulaşması için çaba gösterdi ve bir tahıl koridoru açılması sağlandı. Oradaki tahıl Türkiye için değil, daha çok dünyada tahıl eksikliği yaşayan ve açlıkla burun buruna gelen ülkeler içindir.   Dünyada yılda 800 milyon ton buğday üretiliyor. Rusya ve Ukrayna savaş öncesinde yıllık ortalama bunun 90-100 milyon/yıl tonunu üretiyordu. Bu sene Ukrayna buğday üretimi 33 milyon ton/yıl dan 19 milyon tona düştü. Tahıl koridoru ile Rusya ve Ukrayna’dan çıkacak toplam tahıl ki söz konusu sadece buğday değildir ve ağırlıkla geçen yılki ürün olmak üzere 30 milyon tondur.   Türkiye’ye gelince, yıllık buğday üretimi ortalama 20 milyon tondur. Bu üretim Türkiye’nin kendi ihtiyacını karşılamaktadır. Türkiye doğrudur dışarıdan buğday ithal etmektedir ama bunu işlenmiş ürüne çevirip, tekrar ihracat yapmak için kullanır. Türkiye dünyanın bir numaralı un ve bulgur ihracatçısıdır. Makarnada ise İtalya’nın ardından dünyada ikinci büyük makarna ihracatçısıdır. Ayrıca kek, bisküvi gibi ürünlerde önder ihracatçılardandır. Türkiye buğday ithalatını kendi iç piyasa tüketimi için değil, işleyip dünya pazarlarına satmak için yapar. 2022 ocak-temmuz 7 aylık Türkiye tarım ürünleri ihracatı 19 milyar doları yakaladı.        
Ekleme Tarihi: 08 Ağustos 2022 - Pazartesi

SAMAN

“Anlaşılmak bir nimettir, anlayacak insana denk gelmek ise kısmettir”

 

  İnsanın özellikleri çoktur. Belirgin özelliklerinden bir tanesi de bencil bir varlık olmasıdır. Genellikle işleri başkalarının yapmasını bekler insan. Kendisi rahat etmek ister keyfini bozmadan akıl verir, yol gösterir. Örneğin şu üretim meselesi. Sorsan herkes üretimden yana, çalışmaktan yana ama ne var ki çoğu laftadır.  Son dönemlerde gıda fiyat artışlarına paralel bir üretim önerme furyası başladı. Oturduğumuz yerden başkalarını üretime teşvik ediyoruz ama kendimize gelince adım atmıyoruz.

  Kim alıştığı konfordan vazgeçer de kırsal alanda tarım, hayvancılık yapar? Kim çocuklarının çiftçi olmasını ister? Fakat söz ithalattan açılınca kimse mangalda kül bırakmaz. İthalatı bilmeden anlamadan öcü gibi görür. Sakın buradan ithalat savunucusu izlenimi çıkmasın ama devletler ithalat yapar. Hatta ithalat yapabilmek bir anlamda zenginlik göstergesidir. Misal, zengin devletler dünyan her yerinden ithalat yapar. Rafları ithal ürünlerle doludur. Tüm dünyadan yiyecek içecekler vardır raflarında. İthalatı yapılan ürün illaki o ülkede bulunmaz anlamı taşımaz. Çeşit olsun diye ya da içerideki fiyatları baskılamak için de ithalat yapılır.

  Önemli olan ithalat yapıp yapmamak değildir, cari dengeyi korumaktır önemli olan. Ülkeler artık o denli iç içe geçmiştir ki serbest piyasa koşullarında mallar alınır satılır. Bazen ürün sıkıntısı olan ürünlerin ihracatı yasaklanabilir. Veya döviz kırılganlığı nedeniyle bazı lüks ürünlerin önce gümrük vergileri yükseltilir veya tamamen ithalatı da yasaklanabilir ama tüm bunlar dönemsel, geçici etkilerdir. İşler yoluna girdiğinde ticaret kanalı tekrar açılır.

  Türkiye cari açığı olan bir ülkedir. Bu ne demek? Dışarıya sattığı mallar, dışarıdan aldığı mallardan azdır. Dış ticaret açığıdır. Dolayısıyla dışarıdan daha az döviz girer. Bu döviz azlığı turizm gibi başka sektörlerden kapatılmaya çalışılır. Ancak yıl sonunda artı eksi hesabıyla, ülkeye döviz girdisi, çıkandan az ise aradaki farka cari açık denir.

  Peki ülkedeki cari açığın ana nedeni nedir? Bu, ağırlıkla enerji ve emtia ithalatından kaynaklanır. Son dönemde, pandemi ve Ukrayna savaşı nedeniyle enerji ve emtia fiyatları olağanüstü artışlar göstermiştir bu, ithalatçı ülkelere aşırı yük demektir. Enerji bağımlılığından kurtulmadıkça ülkedeki cari açığı kapatmak pek mümkün değildir.

  Sosyal medya çoğu zaman bir manipülasyon ve dezenformasyon aracıdır. Orada ‘özgürlük adına’ dileyen dilediğini yapar. Misal, geçenlerde Ukrayna tahılı ile ilgili şöyle bir kirli bilgi dolaşıyordu: “ Ukrayna’ya helal olsun. Adamlar hem savaşıyor hem de üretim yapıp, bize tahıl satıyor. Biz ise üretim yapmadan ithal ediyoruz sadece” anlamına gelecek paylaşım birçok ‘rahat’ insan tarafından kabul gördü.

  Oysa orada silolarda bekleyen tahıl, ağırlıkla geçen yılın tahılıdır. Biliyorsunuz Türkiye büyük çabalarla söz konusu tahılın dünya piyasasına ulaşması için çaba gösterdi ve bir tahıl koridoru açılması sağlandı. Oradaki tahıl Türkiye için değil, daha çok dünyada tahıl eksikliği yaşayan ve açlıkla burun buruna gelen ülkeler içindir.

  Dünyada yılda 800 milyon ton buğday üretiliyor. Rusya ve Ukrayna savaş öncesinde yıllık ortalama bunun 90-100 milyon/yıl tonunu üretiyordu. Bu sene Ukrayna buğday üretimi 33 milyon ton/yıl dan 19 milyon tona düştü. Tahıl koridoru ile Rusya ve Ukrayna’dan çıkacak toplam tahıl ki söz konusu sadece buğday değildir ve ağırlıkla geçen yılki ürün olmak üzere 30 milyon tondur.

  Türkiye’ye gelince, yıllık buğday üretimi ortalama 20 milyon tondur. Bu üretim Türkiye’nin kendi ihtiyacını karşılamaktadır. Türkiye doğrudur dışarıdan buğday ithal etmektedir ama bunu işlenmiş ürüne çevirip, tekrar ihracat yapmak için kullanır. Türkiye dünyanın bir numaralı un ve bulgur ihracatçısıdır. Makarnada ise İtalya’nın ardından dünyada ikinci büyük makarna ihracatçısıdır. Ayrıca kek, bisküvi gibi ürünlerde önder ihracatçılardandır. Türkiye buğday ithalatını kendi iç piyasa tüketimi için değil, işleyip dünya pazarlarına satmak için yapar. 2022 ocak-temmuz 7 aylık Türkiye tarım ürünleri ihracatı 19 milyar doları yakaladı.   

    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.