Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Solucan Gübresi

“ Solucanlar, hiç uyumayan karın tokluğuna çalışan işçilerdir ”      Birçok alanda köşeye sıkışan Türkiye; kötü gidişattan çıkışın yollarını mutlaka bulmalı. Mesela bu siyasi alanda daha fazla demokrasi ile sağlanabilecek bir durumdur ve somutlaştırdığınızda pekala adına ‘Türkiye İttifakı’ dahi denilebilir. Hukuk alanında daha fazla adalet, evrensel normlar ve bağımsız yargıdır bunun adı. Ekonomide ise üretimde dışa bağımlılığı azaltma, cari açığı düşürme, döviz kırılganlığına son vermedir.   Ekonominin alt başlıklarından tarım sektöründe de girdi maliyetlerini düşürmek, yine dışa bağımlılığı azaltmak, bilinçli ve sağlıklı ürünler yetiştirmektir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak bugünkü konumuz tarım dolayısıyla gıda sektörüdür. Önceki yazılarımda arıcılık, bor, kenevir vb. konulara değinmiştim.   Avrupalı ünlü bir ekonomist geçmişten geleceğe sektörleri analiz ederken gıda ve beslenme sektörüne ayrı bir parantez açarak, 21 yüzyıla gıda ve beslenme sektörünün damga vuracağını öngörmüş. Buna göre; 60’lı yıllarda fastfood işi para kazandıran bir alanken, 70’li yıllara inşaat ve emlak piyasası damga vurmuş. 80’li yıllar elektrik ve elektroniğe ayrılırken, 90’lı yıllarda telekomünikasyon ve bilişim sektörü çok para kazandırmış. 2000’li yıllardan itibaren tüm yüzyıl boyunca ise gıda ve beslenme sektörü hiç önemini kaybetmeyecekmiş.   Bana göre de bu öngörü çok mantıklı ve şimdiden kendini ispatlayan bir görüş. Nüfus artarken, insanları doyurmak, besin zincirini sürdürülebilir kılmak, sağlıklı ve ekonomik fiyatlarla arza sunmak önemini koruyor.   Kanser vakaları sürekli artan bir ülke Türkiye ve bunun yediğimiz gıdalarla doğrudan bağlantısı olduğu bir gerçek. Sentetik gübrelerin insan sağlığına etkileri araştırmaya değer. Yaygın sentetik gübre ve tarım ilaçları kullanımı insan sağlığını tehdit eder boyutlarda. Organik tarım ise giderek yaygınlaşmakta ve sağlıklı beslenme açısından önem taşımaktadır. Organik tarımın ana girdilerden bir tanesi solucan gübresidir. Çünkü solucan gübresinde insan sağlığına zararlı hiçbir madde bulunmamaktadır. Öyle ki gübrenin kozmetik ürünler imalatında bile kullanıldığı bilinmektedir.   Bugün, asıl işi gayrı menkul ticareti olan bir girişimci ile solucan gübresini konuştuk. Üç seneden bu yana solucan ve solucan gübresi üreten Mersinli girişimciden oldukça ilginç bilgiler aldım. Peki nedir bu solucan gübresi? Ayrım gözetmeksizin her türlü tarım kültüründe uygulanan organik gübredir; sebze, meyve ve bitkinin verimini, dayanıklılığını, kalitesini arttırır. Doğal aromasını, nefasetini kazandırır. Kök ve kök çevresindeki hastalıklara karşı direnç sağlar. Kısaca hem insana hem de üretilen ürüne faydalıdır. Ayrıca toprağı yapılandırarak, toprağın verimini arttırır.   Ne zaman Türkiye’nin ekonomisi, sağlığı, güvenliği konuşulsa hemen dış güçler bağlantısı geliverir akla. Türkiye hangi alanda geri kalmış, geri bırakılmışsa bir bakıyorsunuz İsrail o alanda dünya lideri. Bu tesadüf olabilir mi? İşte solucan gübresi kullanımı konusunda da İsrail; Çin, Hollanda ve Almanya ile birlikte başı çekiyor. Kanser vakalarının hemen hiç rastlanmadığı İsrail’de tümüyle solucan gübresi kullanıldığı tesadüf müdür?   Kobi seviyesinde bir girişimcinin 200- 300 bin liraya solucan gübresi tesisi kurması ve 5- 10 kişiyi istihdam etmesi pek mümkün. Tabii her konuda olduğu gibi bu alanda da daha fazla devlet desteğine ve teşviklere ihtiyaç var. Üretimde kırmızı Californiya cinsi solucan  kullanılmakta olup tanesi 10 kuruşa satılmaktadır. 1 metre karelik alanda 30 bin solucan üretim yapabilmektedir. Gübrenin kilosu da piyasada 2.5- 3 lira arasında alıcı bulabilmektedir.     Mersin’de bu işin üretimini yapanlar çoğalmaktadır. İdeal solucan gübresi üretim ısısı 25 derece civarındadır ve bu haliyle Mersin avantajlı konumdadır. Yazının giriş kısmında değindiğimiz gibi, Türkiye artık birçok konuda farkındalık geliştirip, radikal çözüm reçeteleri bulmalıdır. Organik tarım ve solucan gübresi de çözümün ana unsurlarındandır.
Ekleme Tarihi: 12 Haziran 2019 - Çarşamba

Solucan Gübresi

“ Solucanlar, hiç uyumayan karın tokluğuna çalışan işçilerdir

 

   Birçok alanda köşeye sıkışan Türkiye; kötü gidişattan çıkışın yollarını mutlaka bulmalı. Mesela bu siyasi alanda daha fazla demokrasi ile sağlanabilecek bir durumdur ve somutlaştırdığınızda pekala adına ‘Türkiye İttifakı’ dahi denilebilir. Hukuk alanında daha fazla adalet, evrensel normlar ve bağımsız yargıdır bunun adı. Ekonomide ise üretimde dışa bağımlılığı azaltma, cari açığı düşürme, döviz kırılganlığına son vermedir.

  Ekonominin alt başlıklarından tarım sektöründe de girdi maliyetlerini düşürmek, yine dışa bağımlılığı azaltmak, bilinçli ve sağlıklı ürünler yetiştirmektir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak bugünkü konumuz tarım dolayısıyla gıda sektörüdür. Önceki yazılarımda arıcılık, bor, kenevir vb. konulara değinmiştim.

  Avrupalı ünlü bir ekonomist geçmişten geleceğe sektörleri analiz ederken gıda ve beslenme sektörüne ayrı bir parantez açarak, 21 yüzyıla gıda ve beslenme sektörünün damga vuracağını öngörmüş. Buna göre; 60’lı yıllarda fastfood işi para kazandıran bir alanken, 70’li yıllara inşaat ve emlak piyasası damga vurmuş. 80’li yıllar elektrik ve elektroniğe ayrılırken, 90’lı yıllarda telekomünikasyon ve bilişim sektörü çok para kazandırmış. 2000’li yıllardan itibaren tüm yüzyıl boyunca ise gıda ve beslenme sektörü hiç önemini kaybetmeyecekmiş.

  Bana göre de bu öngörü çok mantıklı ve şimdiden kendini ispatlayan bir görüş. Nüfus artarken, insanları doyurmak, besin zincirini sürdürülebilir kılmak, sağlıklı ve ekonomik fiyatlarla arza sunmak önemini koruyor.

  Kanser vakaları sürekli artan bir ülke Türkiye ve bunun yediğimiz gıdalarla doğrudan bağlantısı olduğu bir gerçek. Sentetik gübrelerin insan sağlığına etkileri araştırmaya değer. Yaygın sentetik gübre ve tarım ilaçları kullanımı insan sağlığını tehdit eder boyutlarda. Organik tarım ise giderek yaygınlaşmakta ve sağlıklı beslenme açısından önem taşımaktadır. Organik tarımın ana girdilerden bir tanesi solucan gübresidir. Çünkü solucan gübresinde insan sağlığına zararlı hiçbir madde bulunmamaktadır. Öyle ki gübrenin kozmetik ürünler imalatında bile kullanıldığı bilinmektedir.

  Bugün, asıl işi gayrı menkul ticareti olan bir girişimci ile solucan gübresini konuştuk. Üç seneden bu yana solucan ve solucan gübresi üreten Mersinli girişimciden oldukça ilginç bilgiler aldım. Peki nedir bu solucan gübresi? Ayrım gözetmeksizin her türlü tarım kültüründe uygulanan organik gübredir; sebze, meyve ve bitkinin verimini, dayanıklılığını, kalitesini arttırır. Doğal aromasını, nefasetini kazandırır. Kök ve kök çevresindeki hastalıklara karşı direnç sağlar. Kısaca hem insana hem de üretilen ürüne faydalıdır. Ayrıca toprağı yapılandırarak, toprağın verimini arttırır.

  Ne zaman Türkiye’nin ekonomisi, sağlığı, güvenliği konuşulsa hemen dış güçler bağlantısı geliverir akla. Türkiye hangi alanda geri kalmış, geri bırakılmışsa bir bakıyorsunuz İsrail o alanda dünya lideri. Bu tesadüf olabilir mi? İşte solucan gübresi kullanımı konusunda da İsrail; Çin, Hollanda ve Almanya ile birlikte başı çekiyor. Kanser vakalarının hemen hiç rastlanmadığı İsrail’de tümüyle solucan gübresi kullanıldığı tesadüf müdür?

  Kobi seviyesinde bir girişimcinin 200- 300 bin liraya solucan gübresi tesisi kurması ve 5- 10 kişiyi istihdam etmesi pek mümkün. Tabii her konuda olduğu gibi bu alanda da daha fazla devlet desteğine ve teşviklere ihtiyaç var. Üretimde kırmızı Californiya cinsi solucan  kullanılmakta olup tanesi 10 kuruşa satılmaktadır. 1 metre karelik alanda 30 bin solucan üretim yapabilmektedir. Gübrenin kilosu da piyasada 2.5- 3 lira arasında alıcı bulabilmektedir.  

  Mersin’de bu işin üretimini yapanlar çoğalmaktadır. İdeal solucan gübresi üretim ısısı 25 derece civarındadır ve bu haliyle Mersin avantajlı konumdadır. Yazının giriş kısmında değindiğimiz gibi, Türkiye artık birçok konuda farkındalık geliştirip, radikal çözüm reçeteleri bulmalıdır. Organik tarım ve solucan gübresi de çözümün ana unsurlarındandır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.