Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Söz Ve Savaşçı

“ Bir gün mesele Suriye olursa, bilin ki hedef Türkiye’dir”    Nasıl ki üreticiler tüketici eğilimlerini takip eder; yayıncılar da izleyici eğilimlerini dikkate almak zorundadır. Ancak yayıncı sorumluluğunu göz ardı etmeden, para kazanma yöntemleri bazı ilkeleri geri plana atmadan…    ‘Barış sürecinin’ akamete uğraması, komşularda savaşın iyice tırmanması ile Türkiye birçok cephede birden mücadele vermeye, savaşmaya başladı. İnanıyor ve biliyorum ki doğusuyla-batısıyla hemen her evde, bir şehit veya terör mağduru akrabası, yakını bulunmaktadır. Toplumu derinden sarsan böyle bir travma, insan davranışlarına, eğilimlerine ve ihtiyaçlarına yoğun etki eder. Yakın dönemde Star tv’de ‘Söz’ Fox tv’de ‘Savaşçı’ dizileri böyle bir eğilim ve ihtiyaç sonucu yayın akışına girmiştir diye düşünürüm. Her iki dizide de Özel Kuvvetler timlerinin terör ile kıyasıya mücadelesi işlenmektedir. Hemen belirtmeliyim. Bana göre dizilerin sadece ilk üç bölümü izlenmeyi hak eder. Çünkü ardından konu, çoğunlukla tekrara dönüşür ve hastahane, hapishane arasında sıkışıp kalır. Söz ve Savaşçı dizileri de ne yazık ki aynı akıbeti yaşıyor. Milli hassasiyetlerin tavan yaptığı bu dönemde belki de istenmeden ‘milli hassasiyetlere’ zarar veriliyor.    Türk Özel Kuvvetleri ayrıcalıklı konuma sahip, ordumuzun en savaşçı birimi ve gurur kaynağı, bunda hiç şüphe yok! 15 Temmuz darbe girişiminin kırılma anının gerçekleştiği yerdir, Özel Kuvvetler Komutanlığı. Eğer orada bir kahramanlık örneği sergilenmeseydi ki Ömer Halisdemir bize bunu kanıtladı. Türkiye bugün bambaşka bir yöne doğru evirilmiş, savaşmadan teslim alınmıştı. Halisdemirlere yuvalık yapmış bir birimin mensupları dizilere konu ediliyorsa, bu azami dikkati hak ediyor demektir.    Yurtiçinde, El-Bab operasyonunda ve sınır boyu tüm çatışmaların göbeğinde yer alır Özel Kuvvetler. Türk ordusunun seçkin unsurlarının, yaşadıkları ve yararlılıkları elbette kamuoyu tarafından bilinmelidir. Zaten araç- gereç, insan kabiliyeti ve teçhizat bakımından epey yol alındığı ortadadır. Geniş coğrafyada hem bilinen düşmanlara hem de onların ardındaki örtülü güçlere karşı yoğun savaş verilmektedir. Bunu layıkıyla başarabilecek, dünyada kaç ordu vardır?    Askeri açıdan elde edilen başarıların tamı tamına yansıtılamadığına, propaganda ayağının yetersiz kaldığına inanmaktayım. Unutmamalı ki savaş sadece sahada yapılmaz. Onun bir de diplomasi, propaganda ayağı vardır. Amerikalıların 1. Körfez harbinde, aklımda kalan bir ‘ iliştirilmiş gazeteci’ uygulaması vardı, başarılı bulduğum. Orada çeşitli milletlerden gazeteciler askeri birlikler yanında, savaşı takip etme imkanına sahiptiler.    İletişim çağında kamuoyunu bilgilendirme, halkla ilişkiler çok önemli. Kimi zaman silahların beceremediğini bir fotoğraf karesi pekala yerine getirebilir. Olumlu ve iyi görüntü vermenin birçok aracı vardır mutlaka. Belgeseller, filmler, diziler bunun bilinen örnekleridir. Necmettin Erbakan’ın ibretlik sözlerini yazmadan geçemeyeceğim: “ Bir gün mesele Suriye olursa, bilin ki hedef Türkiye’dir”. Bitimsiz saldırıların hedefindeki Türkiye, bu hassas dönemi en az zararla atlatmak zorundadır. Söz ve Savaşçı dizilerinin ‘ kaş yapayım derken göz çıkartma’ potansiyeline parmak basmak isterim. Demem o ki sulandırmadan, magazinleştirmeden, birilerine sempati uyandırmadan, birilerinin ekmeğine yağ sürmeden…  
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2017 - Çarşamba

Söz Ve Savaşçı

“ Bir gün mesele Suriye olursa, bilin ki hedef Türkiye’dir”

   Nasıl ki üreticiler tüketici eğilimlerini takip eder; yayıncılar da izleyici eğilimlerini dikkate almak zorundadır. Ancak yayıncı sorumluluğunu göz ardı etmeden, para kazanma yöntemleri bazı ilkeleri geri plana atmadan…

   ‘Barış sürecinin’ akamete uğraması, komşularda savaşın iyice tırmanması ile Türkiye birçok cephede birden mücadele vermeye, savaşmaya başladı. İnanıyor ve biliyorum ki doğusuyla-batısıyla hemen her evde, bir şehit veya terör mağduru akrabası, yakını bulunmaktadır. Toplumu derinden sarsan böyle bir travma, insan davranışlarına, eğilimlerine ve ihtiyaçlarına yoğun etki eder.

Yakın dönemde Star tv’de ‘Söz’ Fox tv’de ‘Savaşçı’ dizileri böyle bir eğilim ve ihtiyaç sonucu yayın akışına girmiştir diye düşünürüm. Her iki dizide de Özel Kuvvetler timlerinin terör ile kıyasıya mücadelesi işlenmektedir. Hemen belirtmeliyim. Bana göre dizilerin sadece ilk üç bölümü izlenmeyi hak eder. Çünkü ardından konu, çoğunlukla tekrara dönüşür ve hastahane, hapishane arasında sıkışıp kalır. Söz ve Savaşçı dizileri de ne yazık ki aynı akıbeti yaşıyor. Milli hassasiyetlerin tavan yaptığı bu dönemde belki de istenmeden ‘milli hassasiyetlere’ zarar veriliyor.

   Türk Özel Kuvvetleri ayrıcalıklı konuma sahip, ordumuzun en savaşçı birimi ve gurur kaynağı, bunda hiç şüphe yok! 15 Temmuz darbe girişiminin kırılma anının gerçekleştiği yerdir, Özel Kuvvetler Komutanlığı. Eğer orada bir kahramanlık örneği sergilenmeseydi ki Ömer Halisdemir bize bunu kanıtladı. Türkiye bugün bambaşka bir yöne doğru evirilmiş, savaşmadan teslim alınmıştı. Halisdemirlere yuvalık yapmış bir birimin mensupları dizilere konu ediliyorsa, bu azami dikkati hak ediyor demektir.

   Yurtiçinde, El-Bab operasyonunda ve sınır boyu tüm çatışmaların göbeğinde yer alır Özel Kuvvetler. Türk ordusunun seçkin unsurlarının, yaşadıkları ve yararlılıkları elbette kamuoyu tarafından bilinmelidir. Zaten araç- gereç, insan kabiliyeti ve teçhizat bakımından epey yol alındığı ortadadır. Geniş coğrafyada hem bilinen düşmanlara hem de onların ardındaki örtülü güçlere karşı yoğun savaş verilmektedir. Bunu layıkıyla başarabilecek, dünyada kaç ordu vardır?

   Askeri açıdan elde edilen başarıların tamı tamına yansıtılamadığına, propaganda ayağının yetersiz kaldığına inanmaktayım. Unutmamalı ki savaş sadece sahada yapılmaz. Onun bir de diplomasi, propaganda ayağı vardır. Amerikalıların 1. Körfez harbinde, aklımda kalan bir ‘ iliştirilmiş gazeteci’ uygulaması vardı, başarılı bulduğum. Orada çeşitli milletlerden gazeteciler askeri birlikler yanında, savaşı takip etme imkanına sahiptiler.

   İletişim çağında kamuoyunu bilgilendirme, halkla ilişkiler çok önemli. Kimi zaman silahların beceremediğini bir fotoğraf karesi pekala yerine getirebilir. Olumlu ve iyi görüntü vermenin birçok aracı vardır mutlaka. Belgeseller, filmler, diziler bunun bilinen örnekleridir. Necmettin Erbakan’ın ibretlik sözlerini yazmadan geçemeyeceğim: “ Bir gün mesele Suriye olursa, bilin ki hedef Türkiye’dir”. Bitimsiz saldırıların hedefindeki Türkiye, bu hassas dönemi en az zararla atlatmak zorundadır.

Söz ve Savaşçı dizilerinin ‘ kaş yapayım derken göz çıkartma’ potansiyeline parmak basmak isterim. Demem o ki sulandırmadan, magazinleştirmeden, birilerine sempati uyandırmadan, birilerinin ekmeğine yağ sürmeden…  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.