Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Toplumcu Aydın Cumali Cülük

  “Deryadan bir damla alarak geldim; deryayı kendimde gizledim. Ben, hem derya hem de damlayım” C. Cülük     Memleket meseleleriyle dertlenen, kafa yoran, yaşadığımız şehri ve insanları tanımlamaya çalışan, bu sebeple kendisine saygı duyduğum toplumcu aydınlardan biridir Cumali Cülük. Nazım Hikmet’in doğum yıldönümünde (15 Ocak) yazdığı kısa yazı beni oldukça şaşırttı, ezberimi bozdu. Ne de olsa kendisini sağ cenahta bilirdim. Malum, yazarlar ve sanatçılar üzerinden de kamplaşmaya, ayrışmaya bayılırız. İşte bu olumsuz gidişata adeta ihtar çekti hocamız. Ve dedi ki “ Nazım Hikmet rejim karşıtıdır ama asla vatan haini değildir.” Etkili sözleri üzerine onunla söyleşimi gerçekleştirmek istedim.   Aydınlanmanın ülkemizde yerli yerine oturmamış olmasının yansımalarını hayatın her alanında görmek mümkündür. Bu elbette siyasi tanımlamalara da sirayet etmiştir. Mesela sağcılık, solculuk kavramları da bundan nasiplenir. Sağcı, solcu…Oysa günümüz ittifaklarına baktığımızda sağcı, solcu kavramlarının anlamsızlaştığını görürüz. Cumali hocaya göre de böyledir. O kendisini şöyle tanımlamak ister: “ Ben sağcı, solcu değilim. Türk miliyetçisiyim. Türk miliyetçiliğimin çıkış noktası Türk kültürüdür. Dolayısıyla miliyetçilik anlayışım sosyolojik (kan bağı) temelli değil, hukuksaldır (vatandaşlık ilkesi temelli).   Ona göre toplumculuk Türk halkının gelişmesinden yana olmaktır. “Kültürel bakımdan gelişmeyen bir toplum, ekonomik ve teknik bakımdan da gelişemez” demektedir.   Eski alışkanlıkları, ezberleri bırakmak sanıldığı kadar kolay değildir. Einstein’ın “ Önyargıları yıkmak, atomu parçalamaktan zordur” sözü bunu doğrular niteliktedir. Cumali Cülük yaşam eğrisinden ve eserlerinden yola çıkarak kendince, doğru bilinen yanlışlarla mücadele içinde bulunmuştur hep…      1956 Tarsus doğumlu Cülük, ilkokulu, ortaokulu ve liseyi Tarsus’ta okudu.  Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Fakültesi, Maliye Muhasebe Bölümü mezunu. Bir yıllık muhasebeciliğin ardından, emlak bürosu açarak 17 sene emlakçılık yaptı. 1998 yılında öğretmenliğe başladı. 2009’da emekli oldu.  2010 yılında Sermaye Piyasası Kurulu konut değerleme uzmanlığı ve 2012 yılında SPK lisanslı gayri menkul değerleme uzmanlığı sınavlarını kazanarak uzman oldu. Halen gayri menkul eksperi olarak çalışmaktadır.   Ticaret erbabı olan ve ağırlıkla sayısal alanda eğitim almasına karşın o edebiyatla küçüklüğünden bu tarafa ilgilidir. Okuma alışkanlığını babasından öğrendi. İşyerlerine günlük gazete alınırdı. Babası ona pehlivan tefrikaları okuturdu. Sonra Karacoğlan, Köroğlu, Dadaloğu gibi halk ozanları ve kahramanlarının kitapları ona iyi bir okuma sevgisi aşıladı.          Ortaokul sırasında Türkçe öğretmeni Canan Kuşdemir ile bu sevgi pekişti. Yine o dönemde Abdurrahim Karakoç’un şiirleriyle tanışarak, milli konulara eğildi. Irkçı, mezhepçi olmayan muhafazakar bir aile yapısı vardı.    Liseye geldiğinde, edebiyat dergilerinden Varlık Dergisi, Hisar ve Türk Edebiyat dergilerini her ay düzenli alırdı. O yıllarda bunu pek az kimse yapardı. Okumaları sayesinde hemen tüm siyasi akımlardan beslendi. Siyasi yazılar yazmaya bu yıllarda başladı. Yazıları Tarsus’ta çıkan Tarsus Gazetesi ve Yeni Ses’te yayımlandı. Ulusal seviyede yazıları, Ortadoğu, Millet ve Hergün gazetelerinde çıktı. Siyasi yazıları 1975’ten 12 Eylül 1980’e değin sürdü. Ayrıca 12 Eylül’ den önce Tarsus Büyük Ülkü Dergisi’nin de yazı işleri müdürüydü.    Güney TV’de iki yıl süreyle milli kültür ağırlıklı programlar yaptı. Zaman zaman İGRT, İçel TV ve Kanal 33’te söyleşilere katıldı. İlaveten Mersin Yeni Ufuk ve Van 2 Nisan gazetelerinde yazdı. Roman, öykü ve şiir çalışmaları da bulunan Cumali Cülük ‘Lütfiye’ isimli romanını tamamlama aşamasındadır.   Cülük hoca doğduğu ve doyduğu şehir Tarsus’tan kopamaz. “Tarsus hamurumun yoğrulduğu şehir. Tüm çevrem, akrabalarım burada. Kadim bir kültüre sahip, Türk kültürünü yansıtan bir yer” diyerek nedenini açıklıyor.   Konuğum sözlerini şöyle tamamlıyor: “ Ben demokrat ve kuvayi milliyeciyim. Dini ve milliyeti ne olursa olsun, haklının ve mazlumun yanındayım. Kuvayi milliye hareketi, anti emperyalist bir harekettir. Siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizme karşıyım.”  
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2020 - Çarşamba

Toplumcu Aydın Cumali Cülük

  “Deryadan bir damla alarak geldim; deryayı kendimde gizledim. Ben, hem derya hem de damlayım” C. Cülük

 

  Memleket meseleleriyle dertlenen, kafa yoran, yaşadığımız şehri ve insanları tanımlamaya çalışan, bu sebeple kendisine saygı duyduğum toplumcu aydınlardan biridir Cumali Cülük. Nazım Hikmet’in doğum yıldönümünde (15 Ocak) yazdığı kısa yazı beni oldukça şaşırttı, ezberimi bozdu. Ne de olsa kendisini sağ cenahta bilirdim. Malum, yazarlar ve sanatçılar üzerinden de kamplaşmaya, ayrışmaya bayılırız. İşte bu olumsuz gidişata adeta ihtar çekti hocamız. Ve dedi ki “ Nazım Hikmet rejim karşıtıdır ama asla vatan haini değildir.” Etkili sözleri üzerine onunla söyleşimi gerçekleştirmek istedim.

  Aydınlanmanın ülkemizde yerli yerine oturmamış olmasının yansımalarını hayatın her alanında görmek mümkündür. Bu elbette siyasi tanımlamalara da sirayet etmiştir. Mesela sağcılık, solculuk kavramları da bundan nasiplenir. Sağcı, solcu…Oysa günümüz ittifaklarına baktığımızda sağcı, solcu kavramlarının anlamsızlaştığını görürüz. Cumali hocaya göre de böyledir. O kendisini şöyle tanımlamak ister: “ Ben sağcı, solcu değilim. Türk miliyetçisiyim. Türk miliyetçiliğimin çıkış noktası Türk kültürüdür. Dolayısıyla miliyetçilik anlayışım sosyolojik (kan bağı) temelli değil, hukuksaldır (vatandaşlık ilkesi temelli).

  Ona göre toplumculuk Türk halkının gelişmesinden yana olmaktır. “Kültürel bakımdan gelişmeyen bir toplum, ekonomik ve teknik bakımdan da gelişemez” demektedir.

  Eski alışkanlıkları, ezberleri bırakmak sanıldığı kadar kolay değildir. Einstein’ın “ Önyargıları yıkmak, atomu parçalamaktan zordur” sözü bunu doğrular niteliktedir. Cumali Cülük yaşam eğrisinden ve eserlerinden yola çıkarak kendince, doğru bilinen yanlışlarla mücadele içinde bulunmuştur hep…   

  1956 Tarsus doğumlu Cülük, ilkokulu, ortaokulu ve liseyi Tarsus’ta okudu.  Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Fakültesi, Maliye Muhasebe Bölümü mezunu. Bir yıllık muhasebeciliğin ardından, emlak bürosu açarak 17 sene emlakçılık yaptı. 1998 yılında öğretmenliğe başladı. 2009’da emekli oldu.  2010 yılında Sermaye Piyasası Kurulu konut değerleme uzmanlığı ve 2012 yılında SPK lisanslı gayri menkul değerleme uzmanlığı sınavlarını kazanarak uzman oldu. Halen gayri menkul eksperi olarak çalışmaktadır.

  Ticaret erbabı olan ve ağırlıkla sayısal alanda eğitim almasına karşın o edebiyatla küçüklüğünden bu tarafa ilgilidir. Okuma alışkanlığını babasından öğrendi. İşyerlerine günlük gazete alınırdı. Babası ona pehlivan tefrikaları okuturdu. Sonra Karacoğlan, Köroğlu, Dadaloğu gibi halk ozanları ve kahramanlarının kitapları ona iyi bir okuma sevgisi aşıladı.          Ortaokul sırasında Türkçe öğretmeni Canan Kuşdemir ile bu sevgi pekişti. Yine o dönemde Abdurrahim Karakoç’un şiirleriyle tanışarak, milli konulara eğildi. Irkçı, mezhepçi olmayan muhafazakar bir aile yapısı vardı.

   Liseye geldiğinde, edebiyat dergilerinden Varlık Dergisi, Hisar ve Türk Edebiyat dergilerini her ay düzenli alırdı. O yıllarda bunu pek az kimse yapardı. Okumaları sayesinde hemen tüm siyasi akımlardan beslendi. Siyasi yazılar yazmaya bu yıllarda başladı. Yazıları Tarsus’ta çıkan Tarsus Gazetesi ve Yeni Ses’te yayımlandı. Ulusal seviyede yazıları, Ortadoğu, Millet ve Hergün gazetelerinde çıktı. Siyasi yazıları 1975’ten 12 Eylül 1980’e değin sürdü. Ayrıca 12 Eylül’ den önce Tarsus Büyük Ülkü Dergisi’nin de yazı işleri müdürüydü. 

  Güney TV’de iki yıl süreyle milli kültür ağırlıklı programlar yaptı. Zaman zaman İGRT, İçel TV ve Kanal 33’te söyleşilere katıldı. İlaveten Mersin Yeni Ufuk ve Van 2 Nisan gazetelerinde yazdı. Roman, öykü ve şiir çalışmaları da bulunan Cumali Cülük ‘Lütfiye’ isimli romanını tamamlama aşamasındadır.

  Cülük hoca doğduğu ve doyduğu şehir Tarsus’tan kopamaz. “Tarsus hamurumun yoğrulduğu şehir. Tüm çevrem, akrabalarım burada. Kadim bir kültüre sahip, Türk kültürünü yansıtan bir yer” diyerek nedenini açıklıyor.

  Konuğum sözlerini şöyle tamamlıyor: “ Ben demokrat ve kuvayi milliyeciyim. Dini ve milliyeti ne olursa olsun, haklının ve mazlumun yanındayım. Kuvayi milliye hareketi, anti emperyalist bir harekettir. Siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizme karşıyım.”  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.