Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Umumi Manzara

“Bitmeyen bir denemedir insanın inşası“     Yıl başları geleceğe projeksiyon tutmak için bulunmaz fırsattır. İnsan soyunun nereye evirildiği konusu ve geleceği merak etme duygusu, belki uzun insanlık tarihi kadar eskiye dayanır. Bu sene de bu kadim merak sürdü… Gelecekle ilgili birçok şey yazıldı çizildi. Oysa gelecek bütün öngörülemezliği ve kırılganlığı ile önümüzde duruyor. Gelecekten, gerçekten olacakmış gibi bahsetmek, insanların iyi niyetleri ile oynamaktır. İnsanların gelecek merakını kötüye kullanmaktır. Bu konuda özellikle falcılar- medyumlar hayli ilgi görmektedir. Günümüzde falcılık- medyumluk adeta sektörleşmiştir.   Ancak geçmişte olanların ve şimdiki yaşananların ışığı altında, genel gidişata dair siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda öngörülerde bulunmak bir bilim dalı sayılmakta ve adına gelecek bilimi (fütürizm) denmektedir. Geleceğimiz, olasılık ve tahminlere emanettir. Tabii işin içinde yanılmak da vardır. Ayrıca yanılmak, zaman zaman olabilecek iyi bir deneyimdir. Yanılgının farkına varmak öğreticidir ve yeni bir yol seçme uyarısıdır.   Israrla ‘doğruyu tahmin ettim’ deme aymazlığı iticidir çoğu vakit. Bakınız bu konuda Nobel kimya ödülü sahibi Prigogine ne demiş: “ Evrendeki bütünsellik olgusu tam olarak kavranır ve herkes bu farkındalığa göre yaşayacak ve davranacak olursa yeryüzünün, geleceğin tahmin edilmesine gerek kalmayan, gerçekliğin yaşandığı bir cennet olacağı aşikardır. Adına gerçeklik dediğimiz her ne ise, bize ancak etkili ve yapıcı katkımız oranında açımlanır.”    ‘Belirsizlik ilkesini’ bulan fizikçi Heisenberg’in söylemiyle de: “ Gözlemlediğimiz her şey doğanın kendisi değil, yalnızca yönelttiğimiz soruya verdiği yanıttır”. Demek ki bize bütünüyle açılmayan, kendini tam göstermeyen bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Hal böyle iken bilmişlik taslayanlara ne demeli? ‘Kasım kasım kasılmak’ da neyin nesidir? Yüksek tonda vurgulu sözlerle birbirini alt etmeye, söylediklerini çürütmeye yönelik çabalar hiç yakışık almaz.    Kaotik, sarsıcı hadiseler insanları önce şaşkınlığa ardından hızla inanmaya, manipüle etmeye de yarar. Ne kadar sarsıcı ve eski normal dışı gelişme, o kadar peşinden gitmeye meyilli hazır kıtalar anlamı çıkar.   Gelecek beklentisine en saf haliyle verilen cevap, bir sokak röportajından geldi. Oradaki vatandaş çok samimiydi: “Bu yıldan beklentim geçen yılın bitmesidir” dedi. Hani yaşadıklarımıza bakınca pek de haksız sayılmaz vatandaş.   Bir ünlü tarihçi- yazar önemsediğim tespitlerde bulundu. Bana göre onun tespiti geleceği tahmin etmekten daha değerli. Diyor ki: “İnsanlık her türlü felaketten daha güçlüdür ama sadece işbirliği yaptığında.” İşte bu, umut veren bir sözcük ‘işbirliği’.   Bir öncelikler meselesidir hayat, baktığın açı, durduğun yer belirleyicidir. Saygıdeğer bir hanımefendinin isteğini buraya almadan geçemeyeceğim. Hanımefendinin 2021’den beklentisi reklam dünyasını karıştıracak türden. Çünkü o, yeni yılda ‘en uzun dizi üç bölüm sürsün’ istiyor.       Kabul ediyorum. Geçtiğimiz sene bir felaketler yılıydı. Ancak bu daha çok doğal afet değil, insan hatası işlerin sonucuydu. İnsan doğa ile uyumlu adımlar attığı sürece, canlı bir organizma olan doğa da buna cevap verecek uygun adımlar atacaktır. Uyumlu davranmak, anlayış göstermek öne çıkıyor… Gün geçtikçe daha fazla insan duyarlı hale geliyor, farkındalığı artıyor. Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi? Her yeni doğan nesil, bir öncekine göre bilinç düzeyi daha yüksek nesil.   Umumi manzara azıcık bulanık. Bu biraz da fili neresinden tuttuğunuza bağlı. ‘Geleceği düşünce gücü ile tasarlamak’ teorisi var bir de. ‘Yeryüzündeki çoğunluk iyimser bir gelecek beklentisi oluşturursa gelecek; iyiye gidecek, yok eğer çoğunluk kötümser düşünceler kuşanırsa kötüye doğru evirilecek’ diyen bir gelecek tasavvuru…    Görünen o ki; galiba tevekkül içinde umutlu olmak en makulü. Bugün içimden Orhan Veli’nin cımbızlı şiiri ile bitirmek geldi.   Ne atom bombası   Ne Londra Konferansı   Bir elinde cımbız   Bir elinde ayna   Umurunda mı dünya
Ekleme Tarihi: 11 Ocak 2021 - Pazartesi

Umumi Manzara

“Bitmeyen bir denemedir insanın inşası“

 

  Yıl başları geleceğe projeksiyon tutmak için bulunmaz fırsattır. İnsan soyunun nereye evirildiği konusu ve geleceği merak etme duygusu, belki uzun insanlık tarihi kadar eskiye dayanır. Bu sene de bu kadim merak sürdü… Gelecekle ilgili birçok şey yazıldı çizildi. Oysa gelecek bütün öngörülemezliği ve kırılganlığı ile önümüzde duruyor. Gelecekten, gerçekten olacakmış gibi bahsetmek, insanların iyi niyetleri ile oynamaktır. İnsanların gelecek merakını kötüye kullanmaktır. Bu konuda özellikle falcılar- medyumlar hayli ilgi görmektedir. Günümüzde falcılık- medyumluk adeta sektörleşmiştir.

  Ancak geçmişte olanların ve şimdiki yaşananların ışığı altında, genel gidişata dair siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda öngörülerde bulunmak bir bilim dalı sayılmakta ve adına gelecek bilimi (fütürizm) denmektedir. Geleceğimiz, olasılık ve tahminlere emanettir. Tabii işin içinde yanılmak da vardır. Ayrıca yanılmak, zaman zaman olabilecek iyi bir deneyimdir. Yanılgının farkına varmak öğreticidir ve yeni bir yol seçme uyarısıdır.

  Israrla ‘doğruyu tahmin ettim’ deme aymazlığı iticidir çoğu vakit. Bakınız bu konuda Nobel kimya ödülü sahibi Prigogine ne demiş: “ Evrendeki bütünsellik olgusu tam olarak kavranır ve herkes bu farkındalığa göre yaşayacak ve davranacak olursa yeryüzünün, geleceğin tahmin edilmesine gerek kalmayan, gerçekliğin yaşandığı bir cennet olacağı aşikardır. Adına gerçeklik dediğimiz her ne ise, bize ancak etkili ve yapıcı katkımız oranında açımlanır.” 

  ‘Belirsizlik ilkesini’ bulan fizikçi Heisenberg’in söylemiyle de: “ Gözlemlediğimiz her şey doğanın kendisi değil, yalnızca yönelttiğimiz soruya verdiği yanıttır”. Demek ki bize bütünüyle açılmayan, kendini tam göstermeyen bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Hal böyle iken bilmişlik taslayanlara ne demeli? ‘Kasım kasım kasılmak’ da neyin nesidir? Yüksek tonda vurgulu sözlerle birbirini alt etmeye, söylediklerini çürütmeye yönelik çabalar hiç yakışık almaz. 

  Kaotik, sarsıcı hadiseler insanları önce şaşkınlığa ardından hızla inanmaya, manipüle etmeye de yarar. Ne kadar sarsıcı ve eski normal dışı gelişme, o kadar peşinden gitmeye meyilli hazır kıtalar anlamı çıkar.

  Gelecek beklentisine en saf haliyle verilen cevap, bir sokak röportajından geldi. Oradaki vatandaş çok samimiydi: “Bu yıldan beklentim geçen yılın bitmesidir” dedi. Hani yaşadıklarımıza bakınca pek de haksız sayılmaz vatandaş.

  Bir ünlü tarihçi- yazar önemsediğim tespitlerde bulundu. Bana göre onun tespiti geleceği tahmin etmekten daha değerli. Diyor ki: “İnsanlık her türlü felaketten daha güçlüdür ama sadece işbirliği yaptığında.” İşte bu, umut veren bir sözcük ‘işbirliği’.

  Bir öncelikler meselesidir hayat, baktığın açı, durduğun yer belirleyicidir. Saygıdeğer bir hanımefendinin isteğini buraya almadan geçemeyeceğim. Hanımefendinin 2021’den beklentisi reklam dünyasını karıştıracak türden. Çünkü o, yeni yılda ‘en uzun dizi üç bölüm sürsün’ istiyor.   

   Kabul ediyorum. Geçtiğimiz sene bir felaketler yılıydı. Ancak bu daha çok doğal afet değil, insan hatası işlerin sonucuydu. İnsan doğa ile uyumlu adımlar attığı sürece, canlı bir organizma olan doğa da buna cevap verecek uygun adımlar atacaktır. Uyumlu davranmak, anlayış göstermek öne çıkıyor… Gün geçtikçe daha fazla insan duyarlı hale geliyor, farkındalığı artıyor. Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi? Her yeni doğan nesil, bir öncekine göre bilinç düzeyi daha yüksek nesil.

  Umumi manzara azıcık bulanık. Bu biraz da fili neresinden tuttuğunuza bağlı. ‘Geleceği düşünce gücü ile tasarlamak’ teorisi var bir de. ‘Yeryüzündeki çoğunluk iyimser bir gelecek beklentisi oluşturursa gelecek; iyiye gidecek, yok eğer çoğunluk kötümser düşünceler kuşanırsa kötüye doğru evirilecek’ diyen bir gelecek tasavvuru…

   Görünen o ki; galiba tevekkül içinde umutlu olmak en makulü. Bugün içimden Orhan Veli’nin cımbızlı şiiri ile bitirmek geldi.

  Ne atom bombası

  Ne Londra Konferansı

  Bir elinde cımbız

  Bir elinde ayna

  Umurunda mı dünya

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.