Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Yakın Gelecekte İha’lar Neye Dönüşecek

“ Güçlü olan değil; uyum sağlayan ayakta kalır”     Bu aralar insansız hava araçları sürekli gündemde. Savaşlar, çatışmalar sürdüğü müddetçe de hep gündemde kalacak. Yazımız pazartesi günkü “İha Siha Tiha” yazısının devamı niteliğindedir. Gün geçmiyor ki bu önemli araçlarla ilgili medyaya bir haber düşmesin. Misal, Kanada iha’larda kullanılan (Karabağ nedeniyle) bazı ekipmanların satışını askıya aldı. Hemen kimi çevreler ‘bakınız yerli denen iha’lar meğer Kanadalıymış’ diye anti-kampanya başlattı.     Oysa küçülen dünyada artık hiçbir ürün tamamıyla, o ülkenin yerli üretimi değildir. Üretici firmalar gerekli olan parçaları dünyanın her yerinden tedarik eder. Bu yöntem çoğu zaman ekonomiktir de. Diyelim ki 20 bin parçadan oluşan bir araç üretiyorsunuz bunların tamamını kendi bünyenizde üretmeniz, zaman ve para açısından verimli olmayabilir. Önemli olan fikri hakların, yazılımın vs. sizde olmasıdır. Kaldı ki Türkiye iha’lardaki stratejik aletleri optik gözler, motorlar vb. artık üretmeye başladı.      Türkiye son 80 senelik gecikmenin sıkıntılarını yaşıyor ve adeta zamana karşı yarışıyor. Teknolojinin hızla ilerlemesi her yeni çıkan modeli kısa sürede eskitiyor. Sürekli devinim halinde olmanız ve ürünlerinizi müşterilerden gelen geri bildirimlerle güncellemeniz gerekiyor. Türk iha ve siha’larının en büyük avantajı, devamlı operasyonel durumdaki ordusundan, yeni güncellemeler ve iyileştirmeler için bilgi almasıdır. Sahadan yansıyan bilgiler ışığında, ar-ge çalışmaları ile hava araçları yenilenmekte, yetenekleri artmaktadır.   Kim ne derse desin Türk siha’ların başarısı dünya genelinde ses getiriyor. Sadece TSK değil, hemen tüm devlet birimleri bu araçları kullanıyor. Öyle ki ABD’den sonra dünyada iha ve siha’ları en yaygın kullanan ülke pozisyonuna yükseldi Türkiye. Kargo, sürü, kamikaze, mikro dronlardan, dikey iniş- kalkış yapanına, sessiz uçanından, silahlısına, bomba atanından, keşif yapanına, bombardıman yapacak 5 tonluk tiha’lara kadar… Çeşitli firmalar toplamda 36 farklı iha’yı Türkiye’de üretmektedir.   İha’lardaki hızlı gelişimi cep telefonlarına benzetmek mümkün. Önemli olan bir platformun fikri hakları, işletim sistemi, yazılımıdır. Elinizdeki hazır platforma saha tecrübeleri ışığında eklemeler yaparak geliştiriyorsunuz. Tıpkı bir cep telefonunun sürekli yenilenmesi gibi. Şu an Türkiye, Akıncı ve Aksungur taarruzi ve bombardıman tiha’lar ile belli bir aşamaya geldi. Bundan sonraki aşama jet motorlu tiha’larda (Göksungur ve Bayraktar Jet Tiha). Hemen ardından sıra 3-5 yıl gibi kısa bir sürede insansız muharip uçaklarda.   İşte bu noktada kritik bir eşik aşılacak, hava savaşlarının seyrini değiştirecek ve devrim niteliğinde yeni anlayışlar devreye girecek. Yavaş yavaş pilotlu muharip uçak devri kapanacak. Siha’lar; hem üretim maliyeti ve üretim hızı açısından hem de havada kalış maliyeti ve havada kalış süresi bakımından uçaklara göre oldukça avantajlı. En önemli avantajı hiç kuşkusuz insan kaybı yaşanmamasıdır. Bugün bir F-35 savaş uçağı 100 milyon dolar değerindeyken, Bayraktar TB2 4 milyon dolar değerinde. Bir F-16’nın saatlik uçuş masrafı 400bin tl/saat iken, bu siha’larda 35 bin tl/ saattir. Bir F-35 fiyatına, 20 TB2 Bayraktar veya 10 tane Akıncı almak mümkündür.   Ayrıca tüm mesele maliyet değildir tabii ki. Bugün bir savaş pilotu en fazla 9 G- kuvvetine ( hava-hız ve yerçekimiyle ani hızda maruz kalınan kuvvet) dayanır. Oysa insansız hava aracı 20 G-kuvvetine bile sorunsuzca mukavemet gösterir. Bu, insansız jet tiha’lar ile daha çok manevra yapabilme (it dalaşı vs…) anlamına gelir. Bitmedi, bir savaş pilotu Troposfer üzerinde Stratosfer’de, takriben 20 km yükseklikte birkaç dakika kalabilir. Oysa yeni nesil jet tiha’lar 60bin feet (20km) yükseklikte saatlerce kalabilir. Bu sayede hem hava savunma sistemlerinden kaçar hem daha az yakıt kullanır hem görüş mesafesi artar ve de daha uzak menzillere mühimmatlarını gönderir.   Türkiye bulunduğu coğrafi özelliği sebebiyle güvenliğini ön planda tutmalı. Bunu da mümkün mertebe en az insan kaybı ve maliyet ile yapmalı. Şu anki uçakları uçuşa hazır tutmak, bakım onarım ve havada kalışlarını sağlamak büyük paralar ve efor gerektiren şeyler.  Türkiye yakın gelecekte, düşük radar iziyle ürettiği jet tiha’ları; 20km ve üzeri yükseklikte tüm sınırları boyunca ve kriz bölgelerinde kesintisiz havada tutarak (nöbet usulü) keşif, gözetleme, dinleme, işaretleme, sinyal karıştırıcı, muharebe ve savunma imkanlarıyla ülke güvenliğini daha az maliyet ve insan kaybı ile sağlayacak güce kavuşuyor.          
Ekleme Tarihi: 08 Ekim 2020 - Perşembe

Yakın Gelecekte İha’lar Neye Dönüşecek

“ Güçlü olan değil; uyum sağlayan ayakta kalır”

 

  Bu aralar insansız hava araçları sürekli gündemde. Savaşlar, çatışmalar sürdüğü müddetçe de hep gündemde kalacak. Yazımız pazartesi günkü “İha Siha Tiha” yazısının devamı niteliğindedir. Gün geçmiyor ki bu önemli araçlarla ilgili medyaya bir haber düşmesin. Misal, Kanada iha’larda kullanılan (Karabağ nedeniyle) bazı ekipmanların satışını askıya aldı. Hemen kimi çevreler ‘bakınız yerli denen iha’lar meğer Kanadalıymış’ diye anti-kampanya başlattı. 

   Oysa küçülen dünyada artık hiçbir ürün tamamıyla, o ülkenin yerli üretimi değildir. Üretici firmalar gerekli olan parçaları dünyanın her yerinden tedarik eder. Bu yöntem çoğu zaman ekonomiktir de. Diyelim ki 20 bin parçadan oluşan bir araç üretiyorsunuz bunların tamamını kendi bünyenizde üretmeniz, zaman ve para açısından verimli olmayabilir. Önemli olan fikri hakların, yazılımın vs. sizde olmasıdır. Kaldı ki Türkiye iha’lardaki stratejik aletleri optik gözler, motorlar vb. artık üretmeye başladı.   

  Türkiye son 80 senelik gecikmenin sıkıntılarını yaşıyor ve adeta zamana karşı yarışıyor. Teknolojinin hızla ilerlemesi her yeni çıkan modeli kısa sürede eskitiyor. Sürekli devinim halinde olmanız ve ürünlerinizi müşterilerden gelen geri bildirimlerle güncellemeniz gerekiyor. Türk iha ve siha’larının en büyük avantajı, devamlı operasyonel durumdaki ordusundan, yeni güncellemeler ve iyileştirmeler için bilgi almasıdır. Sahadan yansıyan bilgiler ışığında, ar-ge çalışmaları ile hava araçları yenilenmekte, yetenekleri artmaktadır.

  Kim ne derse desin Türk siha’ların başarısı dünya genelinde ses getiriyor. Sadece TSK değil, hemen tüm devlet birimleri bu araçları kullanıyor. Öyle ki ABD’den sonra dünyada iha ve siha’ları en yaygın kullanan ülke pozisyonuna yükseldi Türkiye. Kargo, sürü, kamikaze, mikro dronlardan, dikey iniş- kalkış yapanına, sessiz uçanından, silahlısına, bomba atanından, keşif yapanına, bombardıman yapacak 5 tonluk tiha’lara kadar… Çeşitli firmalar toplamda 36 farklı iha’yı Türkiye’de üretmektedir.

  İha’lardaki hızlı gelişimi cep telefonlarına benzetmek mümkün. Önemli olan bir platformun fikri hakları, işletim sistemi, yazılımıdır. Elinizdeki hazır platforma saha tecrübeleri ışığında eklemeler yaparak geliştiriyorsunuz. Tıpkı bir cep telefonunun sürekli yenilenmesi gibi. Şu an Türkiye, Akıncı ve Aksungur taarruzi ve bombardıman tiha’lar ile belli bir aşamaya geldi. Bundan sonraki aşama jet motorlu tiha’larda (Göksungur ve Bayraktar Jet Tiha). Hemen ardından sıra 3-5 yıl gibi kısa bir sürede insansız muharip uçaklarda.

  İşte bu noktada kritik bir eşik aşılacak, hava savaşlarının seyrini değiştirecek ve devrim niteliğinde yeni anlayışlar devreye girecek. Yavaş yavaş pilotlu muharip uçak devri kapanacak. Siha’lar; hem üretim maliyeti ve üretim hızı açısından hem de havada kalış maliyeti ve havada kalış süresi bakımından uçaklara göre oldukça avantajlı. En önemli avantajı hiç kuşkusuz insan kaybı yaşanmamasıdır. Bugün bir F-35 savaş uçağı 100 milyon dolar değerindeyken, Bayraktar TB2 4 milyon dolar değerinde. Bir F-16’nın saatlik uçuş masrafı 400bin tl/saat iken, bu siha’larda 35 bin tl/ saattir. Bir F-35 fiyatına, 20 TB2 Bayraktar veya 10 tane Akıncı almak mümkündür.

  Ayrıca tüm mesele maliyet değildir tabii ki. Bugün bir savaş pilotu en fazla 9 G- kuvvetine ( hava-hız ve yerçekimiyle ani hızda maruz kalınan kuvvet) dayanır. Oysa insansız hava aracı 20 G-kuvvetine bile sorunsuzca mukavemet gösterir. Bu, insansız jet tiha’lar ile daha çok manevra yapabilme (it dalaşı vs…) anlamına gelir. Bitmedi, bir savaş pilotu Troposfer üzerinde Stratosfer’de, takriben 20 km yükseklikte birkaç dakika kalabilir. Oysa yeni nesil jet tiha’lar 60bin feet (20km) yükseklikte saatlerce kalabilir. Bu sayede hem hava savunma sistemlerinden kaçar hem daha az yakıt kullanır hem görüş mesafesi artar ve de daha uzak menzillere mühimmatlarını gönderir.

  Türkiye bulunduğu coğrafi özelliği sebebiyle güvenliğini ön planda tutmalı. Bunu da mümkün mertebe en az insan kaybı ve maliyet ile yapmalı. Şu anki uçakları uçuşa hazır tutmak, bakım onarım ve havada kalışlarını sağlamak büyük paralar ve efor gerektiren şeyler.  Türkiye yakın gelecekte, düşük radar iziyle ürettiği jet tiha’ları; 20km ve üzeri yükseklikte tüm sınırları boyunca ve kriz bölgelerinde kesintisiz havada tutarak (nöbet usulü) keşif, gözetleme, dinleme, işaretleme, sinyal karıştırıcı, muharebe ve savunma imkanlarıyla ülke güvenliğini daha az maliyet ve insan kaybı ile sağlayacak güce kavuşuyor.          

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.