Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Yazıdaki Ustalık

“Ben aramam, bulurum” Picasso     “Gök kubbe altında söylenmemiş söz yoktur” deyimi biraz umut kırıcıdır. Öyle ya her şey söylenmiş, olmuş bitmiş ise yeni bir şeyler söylemek niyetindeki ne yapsın? Konuyu yazın alanına taşıdığınızda da benzer sorunla karşılaşırsınız. Gök kubbe altında söylenmemiş söz olmadığına göre; bu pekala yazılmamış söz yoktur anlamı da taşır ve yine umut kırıcıdır. Her şey söylenmiş, yazılmış, çizilmiş ise yazarlar, şairler, sanatçılar nasıl davransın? Yeni eserlere, genellikle eskinin söylenmiş ve yazılmışının yeni bir yorumu olarak yaklaşılır. Oysa Mevlana’ya bakılırsa o umutlandırmış bizleri ve demiş ki: “ Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.” Mevlana aksine yenilik öneriyor. Şimdi ben, bu iki çok bildik söz arasında kalakaldım.   En iyisi bu iki ünlü sözü de göz önünde tutarak ilerlemek gerekir diye düşünüyorum. Ne her şeyi yalamış yutmuşçasına iddialı olmak ne de aşırı tevazu göstermek lazım. Mutedil olmayı, sentezlemeyi her zaman yeğlemişimdir. Sivri çıkışlar yapmam, yapanı da pek tasvip etmem.    Yazın alanındaki üstatları takip ederim. Onlara içten içe saygı duyarım. Onların ideolojik tutumlarından çok, yeteneklerine, eserlerine bakarım. Zaten sanatta ideolojik davranmanın ölçüsünü kaçırmak, verilen esere zarar verir, bir nevi sırıtır. Konuyu, Ertuğrul Özkök’ün yazısı üzerine açtım. Ertuğrul Özkök denince birçok insan, hemen olumsuz duygular yüklenir. Hani pek de haksız sayılmazlar. Bir devrin muktedirlerindendi. Hürriyet genel yayın yönetmeni idi. Aydın Doğan ile birebir ilişki içindeydi. Attığı manşetlerle ülkeye ayar verirdi. Hükümet gönderir, hükümet getirirdi. Ama bu onun yetenekli bir sosyolog ve yazar olduğunu gölgelememeli.          Burjuva sınıfı öyle bir günde doğmadı. Dört yüz yıllık bir süreçtir bu. İzmir doğumlu burjuva akademisyen Ertuğrul Özkök’ü beğenmeyebilirsiniz ama onun yetenekli bir gözlemci ve yazar olduğunu kabullenmeniz gerekir. Anladığım kadarıyla el değiştirdikten sonra Hürriyet’te, bir anlaşma sonucu kaldı. Suya sabuna dokunmadan, siyasi yazılar yazmamak koşuluyla köşesini muhafaza edecekti. Köşesinde kaldı. Ama ne kalmaktır bu… Adam, siyaset dışı yazılarıyla ustalığını sergiliyor. Zaten siyaset yazsa orada barınamaz. Ben onun pazar yazılarını takip ederim. Bu haftaki pazar yazısı ayrı bir değerdeydi benim için.   Sanatta sınır tanınmamalı ve bu sanatın tüm dallarını kapsamalı. Gök kubbe altında söylenecekler, yazılacaklar sürmeli… Özkök de sanatını konuşturanlardan… Bir anlamda bizlere şöyle bir mesaj veriyor; ‘her ne kadar siyaset yazmasam da ben yeteneğimi, ustalığımı kullanırım arkadaş’ diyor sanki. Tam sayfayı kaplayan pazar yazısı bana göre usta elinden çıkma. Gurur duyduğumuz tıp insanları prof. Uğur Şahin ve dr. Özlem Türeci’nin başarılarından başlayan, on ayrı bölümde virüslerin tarihine, insan göçlerine, DNA yapısına kadar inen, dolu dolu bir yazı.   Entelektüel birikim ayrıdır ve hemencecik gelmez. Bu bir süreç ve yetenek işidir. Adanmışlık gerekir. İyi bir eğitim, çok okumak, çok seyahat etmek, farkındalık duygusu geliştirmek gerekir. İşte tüm bu meziyetler Özkök’te fazlasıyla mevcuttur.   Corona virüs salgınında dünyada aşıyı ilk bulan ve tatbik eden Türkiyeli Alman çift, dünyaca saygı kazandı. Öyle ki Alman devletinin en yüksek nişanı ile ödüllendirildi. Fotoğrafları Alman cumhurbaşkanı ve başbakanıyla beraber servis edildi. Onlara azami saygı gösterildi. İşte bu fotodan yola çıkan bir yazı kaleme aldı Özkök. On ayrı bölümde insanlığın kökenine, virüslerin çıkışına kadar uzandı. Yazıda, ayrı zamanlarda ve ayrı yerlerde konu ile ilgili bilgiler uyum içinde kaleme alındı. Yazıdaki birçok bilgi ve ayrıntı, insanlık aleminin aynı kökten geldiği ve kardeş olduğu sonucuna ulaştırdı bizleri.   Tüm sayfayı kapsayan, doyurucu anlatım tarzıyla, olumlu mesajlar içeren yazı ustalıkla ele alınmıştır ve kesinlikle uzun yılların birikimi sonucudur. Demek ki; gök kubbe altında söylenecek daha nice konular ve onları ele alacak nice yazarlar var.     
Ekleme Tarihi: 22 Mart 2021 - Pazartesi

Yazıdaki Ustalık

“Ben aramam, bulurum” Picasso

 

  “Gök kubbe altında söylenmemiş söz yoktur” deyimi biraz umut kırıcıdır. Öyle ya her şey söylenmiş, olmuş bitmiş ise yeni bir şeyler söylemek niyetindeki ne yapsın? Konuyu yazın alanına taşıdığınızda da benzer sorunla karşılaşırsınız. Gök kubbe altında söylenmemiş söz olmadığına göre; bu pekala yazılmamış söz yoktur anlamı da taşır ve yine umut kırıcıdır. Her şey söylenmiş, yazılmış, çizilmiş ise yazarlar, şairler, sanatçılar nasıl davransın? Yeni eserlere, genellikle eskinin söylenmiş ve yazılmışının yeni bir yorumu olarak yaklaşılır. Oysa Mevlana’ya bakılırsa o umutlandırmış bizleri ve demiş ki: “ Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.” Mevlana aksine yenilik öneriyor. Şimdi ben, bu iki çok bildik söz arasında kalakaldım.

  En iyisi bu iki ünlü sözü de göz önünde tutarak ilerlemek gerekir diye düşünüyorum. Ne her şeyi yalamış yutmuşçasına iddialı olmak ne de aşırı tevazu göstermek lazım. Mutedil olmayı, sentezlemeyi her zaman yeğlemişimdir. Sivri çıkışlar yapmam, yapanı da pek tasvip etmem. 

  Yazın alanındaki üstatları takip ederim. Onlara içten içe saygı duyarım. Onların ideolojik tutumlarından çok, yeteneklerine, eserlerine bakarım. Zaten sanatta ideolojik davranmanın ölçüsünü kaçırmak, verilen esere zarar verir, bir nevi sırıtır. Konuyu, Ertuğrul Özkök’ün yazısı üzerine açtım. Ertuğrul Özkök denince birçok insan, hemen olumsuz duygular yüklenir. Hani pek de haksız sayılmazlar. Bir devrin muktedirlerindendi. Hürriyet genel yayın yönetmeni idi. Aydın Doğan ile birebir ilişki içindeydi. Attığı manşetlerle ülkeye ayar verirdi. Hükümet gönderir, hükümet getirirdi. Ama bu onun yetenekli bir sosyolog ve yazar olduğunu gölgelememeli.       

  Burjuva sınıfı öyle bir günde doğmadı. Dört yüz yıllık bir süreçtir bu. İzmir doğumlu burjuva akademisyen Ertuğrul Özkök’ü beğenmeyebilirsiniz ama onun yetenekli bir gözlemci ve yazar olduğunu kabullenmeniz gerekir. Anladığım kadarıyla el değiştirdikten sonra Hürriyet’te, bir anlaşma sonucu kaldı. Suya sabuna dokunmadan, siyasi yazılar yazmamak koşuluyla köşesini muhafaza edecekti. Köşesinde kaldı. Ama ne kalmaktır bu… Adam, siyaset dışı yazılarıyla ustalığını sergiliyor. Zaten siyaset yazsa orada barınamaz. Ben onun pazar yazılarını takip ederim. Bu haftaki pazar yazısı ayrı bir değerdeydi benim için.

  Sanatta sınır tanınmamalı ve bu sanatın tüm dallarını kapsamalı. Gök kubbe altında söylenecekler, yazılacaklar sürmeli… Özkök de sanatını konuşturanlardan… Bir anlamda bizlere şöyle bir mesaj veriyor; ‘her ne kadar siyaset yazmasam da ben yeteneğimi, ustalığımı kullanırım arkadaş’ diyor sanki. Tam sayfayı kaplayan pazar yazısı bana göre usta elinden çıkma. Gurur duyduğumuz tıp insanları prof. Uğur Şahin ve dr. Özlem Türeci’nin başarılarından başlayan, on ayrı bölümde virüslerin tarihine, insan göçlerine, DNA yapısına kadar inen, dolu dolu bir yazı.

  Entelektüel birikim ayrıdır ve hemencecik gelmez. Bu bir süreç ve yetenek işidir. Adanmışlık gerekir. İyi bir eğitim, çok okumak, çok seyahat etmek, farkındalık duygusu geliştirmek gerekir. İşte tüm bu meziyetler Özkök’te fazlasıyla mevcuttur.

  Corona virüs salgınında dünyada aşıyı ilk bulan ve tatbik eden Türkiyeli Alman çift, dünyaca saygı kazandı. Öyle ki Alman devletinin en yüksek nişanı ile ödüllendirildi. Fotoğrafları Alman cumhurbaşkanı ve başbakanıyla beraber servis edildi. Onlara azami saygı gösterildi. İşte bu fotodan yola çıkan bir yazı kaleme aldı Özkök. On ayrı bölümde insanlığın kökenine, virüslerin çıkışına kadar uzandı. Yazıda, ayrı zamanlarda ve ayrı yerlerde konu ile ilgili bilgiler uyum içinde kaleme alındı. Yazıdaki birçok bilgi ve ayrıntı, insanlık aleminin aynı kökten geldiği ve kardeş olduğu sonucuna ulaştırdı bizleri.

  Tüm sayfayı kapsayan, doyurucu anlatım tarzıyla, olumlu mesajlar içeren yazı ustalıkla ele alınmıştır ve kesinlikle uzun yılların birikimi sonucudur. Demek ki; gök kubbe altında söylenecek daha nice konular ve onları ele alacak nice yazarlar var.

    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.